Sıkça Sorulan Sorular
6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun kapsamında Riskli Binaların tespit edilmesinde kullanılacak kurallar içerisinde mevcut beton dayanımını belirlemek de vardır. Bunu belirleyebilmek için yönetmelik gereği toplam kolon ve perde sayısına göre belirlenen adette karot (beton numunesi), tahribatlı ve tahribatsız donatı tespit işlemleri yapılır.
-Karot numunesi alımının önemi:
Alınan karot numuneleri akredite yapı malzemeleri laboratuvarı tarafından uçları kesilip düzeltildikten sonra basınç dayanım testine tabi tutulur. Deneyden elde edilen beton numunelerin dayanımları her numune için ayrı ayrı beton numune dayanım hesabı ile belirlenir. Yapıda kullanılacak betonun basınç dayanımının , tasarım hesaplarında kullanılmış olan dayanım değerinden daha az olmaması gerekir. Karot yöntemi yerinde beton dayanımlarının belirlenmesi için en güvenilir yöntemlerden biridir.
Dayanımıı yüksek olan betonlar genellikle daha tok, daha az geçirgen ve çevresel etkilere karşı da daha dirençli olmaktadır. Betonun basınç dayanımı, eksenel basınç kuvvetine maruz kalan betonun kırılmamak için gösterebileceği direnme kabiliyeti olarak tanımlanır. Betonun kalitesinden vazgeçmek mümkün değildir. Beton malzemesi, zemin üstü ve zemin altı yapılarda kullanıldığı sürece, yapı ömrünün değişik aşamalarında kalitesinin belirlenmesi gereği hep duyulacaktır. Yılda 40 milyon tona yakın çimento üretimi ile dünyanın sayılı üreticileri arasında yeralan ülkemizde, özellikle konutlarda, beton çok benimsenen ve çok kullanılan bir yapı malzemesidir. Böyle olunca bu malzemenin denetlenme gereği de giderek artmaktadır.
Beton dayanımı, beton kalitesi hakkında genel bir fikir verdiğinden, betonun en önemli özelliğidir. Bu özelliğine ek olarak, beton basınç dayanımının belirlenmesi zor olmadığı gibi, tüm istenen özellikler beton basınç dayanımı ile bir şekilde ilişkilendirilebilir. Dolayısıyla, basınç dayanımı testi, sertleşmiş beton üzerinde uygulanan en önemli ve en genel test olduğundan, beton denetiminde de evrensel bir büyüklük olan basınç dayanımı kullanılmaktadır. Beton dayanımı, yapının bir bütün olarak ayakta kalmasında önemli rol oynar.
Binalardan bilgi toplanması başlığı altında süreç şu şekilde ilerler.
- Rölöve ve Bilgi Toplama
* Bina taşıyıcı sistem özellikleri, inceleme katında ve tüm bodrum katlarda alınacak rölöveler ile belirlenir. İnceleme Katı, kat yüksekliği boyunca tüm cepheleri açıkta olan en alt bina katıdır.
* Taşıyıcı elemanların kapasiteleri, Mevcut Malzeme Dayanımı kullanılarak hesap edilir.
* Riskli bina tespiti yapılacak olan yapının maliklerin bir tanesinin başvurusu sonrasında Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından lisanslandırılmış kurum ve kuruluşlar tarafından yapıda incelemeler yapılır.
* Yapının projesi ve yerinde yapılan rölöve ile oluşturulan modellemesi sonrasında hesap yöntemine geçilir. Tespit edilen veriler kullanılarak hesaplanan sınır değerlerinin aşılması durumunda yapı “riskli” kabul edilir.
Son günlerde sosyal medya ve internet üzerinden Jeoloji ve Jeofizik alanlarına atfen paylaşılan ve binalardan alınan beton karot örneklerinin binayı "yaralayacak şekilde" dayanıma zarar verdiğini, bunun yerine "mikrotremor titreşim yöntemleriyle" binaların depreme dayanımının belirlenebileceğini iddia ederek acılı ve endişeli halkımızı yanıltan, bununla da kalmayıp İnşaat Mühendisliği bilim dalına ve bunu icra eden kurum ve kuruluşların itibar ve yetkinliğine zarar veren paylaşımları görüyoruz. Söz konusu iddia gerçeklikten uzaktır.
Zira özellikle betonarme binaların deprem performansı ve depreme dayanıklılığının belirlenmesinde yürürlükteki güncel deprem yönetmeliği olan TBDY-2018 kapsamında yapılan çalışmalar, kesinlikle binaların mevcut durumunu zayıflatacak adımlar sunmaz. Bahsi geçen kolon ve perde gibi düşey taşıyıcı elemanlardan alınan beton karot numuneleri, numunenin alındığı taşıyıcı elemana dayanım bakımından zarar vermezler. Kaldı ki karotlar için açılan boşluklar yüksek mukavemetli özel harç malzemesiyle derhal doldurulurlar. Yönetmeliğe göre, bu tespitler tüm taşıyıcı elemanlarda değil, yeterli en az sayıda kolon ve perde elemanlardan alınarak yapılabilmektedir.
Bu durum tıbbi teşhis için alınan kan örneğine benzetilebilir. Alınan kan miktarı ve alma şekli, hastanın sağlığını olumsuz etkilemez, ancak çok önemli bilgiler içerir.
Beton dayanımının tespiti sonrasında betonarmenin diğer bileşeni olan donatı çeliğinin miktarını ve korozyon durumunu belirlemek için çok sınırlı miktardaki bölgelerde beton kabuk sıyrılarak altındaki donatılar tespit edilir. Sıyırma yapılan bölgelerde de benzer şekilde bu bölgeler hızla kapatılarak donatıların zarar görmesi engellenir. Sıyırma işlemi betonarme kesitin taşıyıcı olmayan dış kabuğunda gerçekleştirilir ve taşıyıcı eleman dayanımına kesinlikle zarar vermez. Sıyırma tespitinden sonra tüm yapıdaki donatıların miktar ve aralıklarının tespiti röntgen yöntemi gibi tahribatsız bir yöntemle tamamlanır.
Özetle, Deprem Mühendisliği bünyesinde zemin koşullarıyla üst yapı durumunu beraber değerlendirmek için yapılan çalışmalarda hem zeminden hem de yapıdan belirli miktarda numune almak gerekir. Mikrotremor yöntemi yer hareketi ve binanın hareket karakterinin çakışarak sarsıntının büyüme ihtimalini denetleyen bir testtir ve binanın deprem dayanımı hakkında bilgi vermez. Bu nedenle, yayılan bu talihsiz paylaşım gerçekleri yansıtmayıp, son dönemde sıkça yaygınlaşan bilgi kirliliğine çok ciddi oranda bir yenisini eklemektedir. Halkımızın buna itibar etmemesini diler, binalarının deprem dayanıklılığını, konusunda Uzman İnşaat Mühendisi ekiplerinin yer aldığı kurum ve kuruluşlara başvurarak tespit ettirmelerini şiddetle tavsiye ederiz
Yapının sadece Performans analizini yaptırarak durumunu öğrenmek isteyen Yapı Sahipleri yapıya Performans analizi yaptırmalıdır. Bu işlemde elde edilen veriler sonrasında yapının durumu ortaya çıkar. Çıkan sonuç ışığında Yapı Sahipleri işlemi 6306 sayılı kanun kapsamında resmiyete dökerek yapının güçlendirilmesi ya da yeniden inşa edilmesi için süreci başlatabilirler.